\documentclass[DIV=12,%
BCOR=0mm,%
headinclude=false,%
footinclude=false,open=any,%
fontsize=10pt,%
oneside,%
paper=210mm:11in]%
{scrbook}
\usepackage[noautomatic]{imakeidx}
\usepackage{microtype}
\usepackage{graphicx}
\usepackage{alltt}
\usepackage{verbatim}
\usepackage[shortlabels]{enumitem}
\usepackage{tabularx}
\usepackage[normalem]{ulem}
\def\hsout{\bgroup \ULdepth=-.55ex \ULset}
% https://tex.stackexchange.com/questions/22410/strikethrough-in-section-title
% Unclear if \protect \hsout is needed. Doesn't looks so
\DeclareRobustCommand{\sout}[1]{\texorpdfstring{\hsout{#1}}{#1}}
\usepackage{wrapfig}
% avoid breakage on multiple
and avoid the next [] to be eaten
\newcommand*{\forcelinebreak}{\strut\\*{}}
\newcommand*{\hairline}{%
\bigskip%
\noindent \hrulefill%
\bigskip%
}
% reverse indentation for biblio and play
\newenvironment*{amusebiblio}{
\leftskip=\parindent
\parindent=-\parindent
\smallskip
\indent
}{\smallskip}
\newenvironment*{amuseplay}{
\leftskip=\parindent
\parindent=-\parindent
\smallskip
\indent
}{\smallskip}
\newcommand*{\Slash}{\slash\hspace{0pt}}
% http://tex.stackexchange.com/questions/3033/forcing-linebreaks-in-url
\PassOptionsToPackage{hyphens}{url}\usepackage[hyperfootnotes=false,hidelinks,breaklinks=true]{hyperref}
\usepackage{bookmark}
\usepackage[turkish,shorthands=off]{babel}
\babelfont{rm}[Path=/usr/share/fonts/truetype/cmu/,%
BoldFont=cmunbx.ttf,%
BoldItalicFont=cmunbi.ttf,%
ItalicFont=cmunti.ttf]{cmunrm.ttf}
\babelfont{tt}[Scale=MatchLowercase,%
Path=/usr/share/fonts/truetype/cmu/,%
BoldFont=cmuntb.ttf,%
BoldItalicFont=cmuntx.ttf,%
ItalicFont=cmunit.ttf]{cmuntt.ttf}
\babelfont{sf}[Scale=MatchLowercase,%
Path=/usr/share/fonts/truetype/cmu/,%
BoldFont=cmunsx.ttf,%
BoldItalicFont=cmunso.ttf,%
ItalicFont=cmunsi.ttf]{cmunss.ttf}
\renewcommand*{\partpagestyle}{empty}
% global style
\pagestyle{plain}
\usepackage{indentfirst}
% remove the numbering
\setcounter{secnumdepth}{-2}
% remove labels from the captions
\renewcommand*{\captionformat}{}
\renewcommand*{\figureformat}{}
\renewcommand*{\tableformat}{}
\KOMAoption{captions}{belowfigure,nooneline}
\addtokomafont{caption}{\centering}
\deffootnote[3em]{0em}{4em}{\textsuperscript{\thefootnotemark}~}
\addtokomafont{disposition}{\rmfamily}
\addtokomafont{descriptionlabel}{\rmfamily}
\frenchspacing
% avoid vertical glue
\raggedbottom
% this will generate overfull boxes, so we need to set a tolerance
% \pretolerance=1000
% pretolerance is what is accepted for a paragraph without
% hyphenation, so it makes sense to be strict here and let the user
% accept tweak the tolerance instead.
\tolerance=200
% Additional tolerance for bad paragraphs only
\setlength{\emergencystretch}{30pt}
% (try to) forbid widows/orphans
\clubpenalty=10000
\widowpenalty=10000
% given that we said footinclude=false, this should be safe
\setlength{\footskip}{2\baselineskip}
\setlength{\parindent}{15pt}
\title{Katerina Gogou: Atina'nın Anarşist Şairi, 1940-1993}
\date{09.04.2010}
\author{libcom.org}
\subtitle{}
% https://groups.google.com/d/topic/comp.text.tex/6fYmcVMbSbQ/discussion
\hypersetup{%
pdfencoding=auto,
pdftitle={Katerina Gogou: Atina'nın Anarşist Şairi, 1940-1993},%
pdfauthor={libcom.org},%
pdfsubject={},%
pdfkeywords={yunanistan; anarşist; biyografi; şair; şiir}%
}
\begin{document}
\begin{titlepage}
\strut\vskip 2em
\begin{center}
{\usekomafont{title}{\huge Katerina Gogou: Atina'nın Anarşist Şairi, 1940-1993\par}}%
\vskip 1em
\vskip 2em
{\usekomafont{author}{libcom.org\par}}%
\vskip 1.5em
\vskip 3em
\includegraphics[keepaspectratio=true,height=0.5\textheight,width=1\textwidth]{k-g-katerina-gogou-1.jpg}
\vfill
{\usekomafont{date}{09.04.2010\par}}%
\end{center}
\end{titlepage}
\cleardoublepage
Çocukluğunun ilk yılları Nazi işgalinin doğurduğu kıtlık koşulları içinde geçen Katerina Gogou, 1 Haziran 1940'da doğdu. Çocukluk yıllarına dair anılarını ve aynı yıllarda verilen direnişi ve sivil savaşı, öldükten sonra yayınlanan, ölümüyle yarım kalmış otobiyografisi 'Benim Adım Odyssey' de konu edinmiştir:
\begin{quote}
“Çetelerin savaşı.\footnote{"Çetelerin savaşı" (Symmoritopolemos) 1970 lerin ortalarına kadar süren sivil savaş için \protect\endgraf monarşi yönetiminin kullandığı resmi ifadedir.}
\forcelinebreak
A aaa! Çetelerin savaşı bu,
\forcelinebreak
Kendilerine cumhuriyetçi diyen, kocaman şapkalı yunanlılar vardı.
\forcelinebreak
Uzun ceket ve montlanyla örümcek kafalı ve kocamanlardı,
\forcelinebreak
Ceplerinde silah taşırlardı, ve daha fazlasını içlerinde.
\forcelinebreak
Elleri ceplerinde, diğer yunanlıları vururlardı
\forcelinebreak
Ve sanki, biri onların izindeymiş gibi telaşla kaçıp giderlerdi.
\forcelinebreak
Ben dışarı çıkmak istiyordum, onlar buna iznim olmadığını
\forcelinebreak
söylüyorlardı.
\forcelinebreak
Oysa ben dışarıyı, 'yasak olan' ı istiyordum.
\forcelinebreak
Sokağın köşesinde, yenmiş kedilerden tepecikler ve kıtlığın cesetleri
\forcelinebreak
duruyordu -onlar, bunlara çöp diyordu- çocuklar ve onların anne babaları.
\forcelinebreak
Gördüm, bir camın ardından, sol elimin avcunu delen o kurşunu, ve kanı,
\forcelinebreak
ve nefes alıp veren o çöplüğü.
\forcelinebreak
Annem mutfaktaydı, ve bdbam- babamın nerde olduğunu bile bilmiyordum.
\forcelinebreak
Kapıyı açtım ve çöplüğe koştum
\forcelinebreak
Ve orada, ister inanın ister inanmayın, hayatımdaki en güzel oğlanı gördüm.
\forcelinebreak
Ortünmüştü
\forcelinebreak
Ve elinde bir makineli tüfek tutuyordu,
\forcelinebreak
Kısa sarı sakalları uzun sarı saçları vardı.
\forcelinebreak
Gözleri.., anlatmak mümkün mü renklerini.
\forcelinebreak
İsa'ya benziyordu, belki de O'ydu.
\forcelinebreak
‘Uzaklaş buradan küçük kız, git’ dedi,
\forcelinebreak
‘Benden uzaklaş, öldürecekler beni.'
\forcelinebreak
Hızlıca koşabileyim diye derin bir nefes aldım.
\forcelinebreak
‘Eğil ki bir kez öpeyim seni' dedi sonra bana.
Bense çoktan eve varmıştım.
\forcelinebreak
İlk ve son aşık olduğum adam bir şehir gerillasıydı."
\end{quote}
İlk gençlik yılları, sivil savaş sonrası monarşiyi yaşayan Atina'nın şehir merkezinde geçti. Bu yıllar, ağır bir sansürün ve polis terörünün yaşandığı ve politik mahkumların sürgün kamplarına kapatıldığı yıllardı.'Benim Adım Odyssey' de, Gogou, Atina'nın en prestijli sinema salonlarından 'Pallas'ta, The Blackboad Jungle (1955) filmi gösterime girdiğinde, olup biten her şeye karşı duyduğu nefreti ilk kez binlerce yaşıtının yanında yer alarak ifade edebildiği zamanı anımsar: ' Film kasabaya geldiğinde, uzak mahallelerden ve şehir merkezinden gelen öfkeli gençler bir araya toplanmıştı. Filmin müziği, ünlü 'One Two Three O' clock Four O'clock Rock' duyulur duyulmaz kalabalığın yarısı çakmaklarını yakarken diğer yarısı jiletlerle sözde aristokrat Palas'ın kadife sinema koltuklarını delik deşik etmişti. Bense, iki grubun da içindeydim.' Aslında bu olay, Atina'da bir tür 'Teddy Boys' hareketinin doğuşuydu. Hemen sonra bu hareket 4000 numaralı maddeyle ağır bir şekilde bastırılmıştı.
Birkaç yıl sonra Katerina Gogou, liseden mezun olmuş ve Atina'daki bazı drama ve dans okuluna kayıt olmuş ve bir tiyatroda çalışıyordu. Dönemin sıkı sansür yasalarının içinde, geçimini sağlayabilecek tek alan zamanın kapitalist, ataerkil ve devletçi değerlerinin durmadan tazelendiği Yunanistan komedi endüstrisinde aktrislikti. Bu dönem, Katerina'ya işveren şirketi Finos Film tarafından verilen rollerin hemen hepsi, saf hizmetçi kızı, aptal kız kardeş ya da isyankar okul öğrencisi gibi klasik yan rollerdi. En bilindik ve aynı zamanda tanınmasını sağlayan rolü, 1959'da çekilen başrolde dönemin en meşhur aktrisi Aliki Vouyouklaki' nin olduğu "Beating Came From Paradise" isimli filmde, afacan bir okul öğrencisini canlandırdığı roldü. 1974'e, cunta rejiminin yıkılmasına dek, Gogou, daha birçok gişe rekoru kıran komedilerde öncekilere benzer sayısız rollerde oynadı. Spyratou'nunda dediği gibi 'sinema dünyası, film kahramanların ataerkil ve geleneksel aile yapısının izin verdiği ölçüde düzeni desteklediği ve toplumu bir tüketim toplumu olarak sunan kapitalist düşünceden ibaret bir dünyadır.' Bitmek bilmeyen tipik kadın rollerine rağmen Katerina, gerçek hayatında cunta sonrası beliren tutucu ve sözde feministlerinden çok uzakta radikal bir perspektif geliştirmiş ve 'Idionimo' isimli şiir derlemesinde yayınlanan 1980 yılında yazdığı bir şiirinde karşı durduklarına ağır bir şekilde seslenmiştir:
\begin{quote}
‘'Öldürmek için ateş açıyorlar.
\forcelinebreak
-Havaya ateş ediyorlar, diye bağırdılar\footnote{Şair, Demokratik Kadın Hareketi adı altında örgütlenen feministlerden bahseder. Şiirin yazıldığı 1980 yılında, Poiteknik zin kuruluş yıldönümü üzerine düzenlenen yürüyüşte, bir işçi ve bir öğrenci, Koumis and Kanellopoulou, polis güçleri tarafından öldürülür. Demokratik Kadın Örgütünün bu cinayet karşısındaki tutumu sadece olayın üzerini kapatmaya çalışmak olmuştu.}
\forcelinebreak
Sonra, otobüs durağının önündeki çukur kanla doldu.
\forcelinebreak
-Bunlar yalnızca plastik kurşun, dediler.
\forcelinebreak
Adam düştü sonra.
\forcelinebreak
-Adam bayıldı, diye bağırdılar.
\forcelinebreak
Adam hareketsizdi.
\forcelinebreak
;Ama, onlar çoktan kendi yollarına devam etmişlerdi.
\forcelinebreak
Kıpırtısızdı adam,
\forcelinebreak
;Ama, onlar çoktan tramvaya binip gitmişlerdi.
\forcelinebreak
Gitmişlerdi.
\forcelinebreak
Gitmişlerdi işte."
\end{quote}
Katerina Gogou'nun arkasında durduğu feminizm, demokratik ilerleme adına yapılan resmi ve cumhuriyetçi pratiklerden çok farklıydı. Erken dönem şiirlerinin birçoğu, 1970'lerde bile bile yok sayılan, yasaklanan fahişelik gerçekliğinin barındığı bir Yunanistan toplumunu betimliyordu. Aynı zamanda, Katerina'mn şiir dili çoğunlukla, şimdiye kadar kimsenin ifadesine o denli yaklaşamadığı Atina'nın karanlık ve kirli taraflarının vurucu bir anlatımına adanmıştı:
\begin{quote}
" Acominatou sokağında
\forcelinebreak
Kapının dışında plastik bir kapta yağlı bir yemek, Ağustos.
\forcelinebreak
Orospular bir çarşaf kadar beyaz.
\forcelinebreak
Öğleden sonra 4 ve gölgede 40 derece.
\forcelinebreak
Ölü istiridyeler gibi
\forcelinebreak
Kendiliğinden açılan bacaklar.
\forcelinebreak
Sokak renkli iç çamaşırlarıyla dolu
Pakistanlılar\footnote{PakistanlIlar, 1990'da Yunanistan a olan ilk büyük göç dalgasından önce oluşan Yunanistan'daki ilk göçmen işçi sınıfıydı. İşçi hareketinin en güçlü döneminde, 1970'lerin ortasında PakistanlI işçiler büyük yankılar uyandıran bir grev başlatmışlardı. \forcelinebreak}, sivrisinek kovucu kimyasallar, topallayan kadınlar, muhbirler
\forcelinebreak
Ve memelerine iğne yapan ibneler
\forcelinebreak
Ve kanserlilerle dolu.
\forcelinebreak
Sokak, ağzına dek
\forcelinebreak
Bozulmuş dölyatağı tüpleri ve dışarı atılmış rahimlerle dolu
\forcelinebreak
Ve gereksiz spermlerin şişirdiği karınlar.
\forcelinebreak
- Burada bir bebeğe yer yok.
\forcelinebreak
Magdalene ve Vanou işlerini bitirdiler
\forcelinebreak
;Ama, tefeciler ve mahallenin kimi azizleri tüm işleri bozar.
\forcelinebreak
Önce rüşvet verirler, sonra seni enseletirler.
\forcelinebreak
Her şey böyle işler.
\forcelinebreak
Yakıcı güneşin altında gölgesine sığınabilecekleri tek bir ağaç
\forcelinebreak
Ya da yaslanabilecekleri tek bir kaya parçası olmaksızın
\forcelinebreak
Tüm Metaxourgeio\footnote{Atina'nın yoksul işçi ailelerin yaşadığı aşağı mahallelerinden biri. Zamanla, bölge terk edilmiş, eski ve kullanılmayan evlerin, araba mezarlıklarının ve genelevlerin bulunduğu bir mahalle haline gelmiştir. \forcelinebreak}' ya dağılan fahişeler. .
\forcelinebreak
Şimdi, öfkeli yurttaşlar\footnote{(Aganaktismenoi Polites) Faşitler ve sistemin kiralık katilleri için medya'mn kullandığı örtük ifade.} ve dini gruplar aralarında anlaştılar,
\forcelinebreak
Ve, Sizi fare gibi ıslatıp yakacağız, dediler,
\forcelinebreak
Ellerinde petrol dolu şişeler.
\forcelinebreak
Ağzına kadar polisle
\forcelinebreak
Her biri bir iktidarsız röntgenci, ahlak tanrısı doktorlarla
\forcelinebreak
Dolu zırhlı araçlar.
\forcelinebreak
Ve, vinçler kafanızın üstünde gün boyu gezer
\forcelinebreak
İslık çalan çocuklar uykunuzun üzerinde bir frengi.
\forcelinebreak
‘'İşte, tüm cadıları ateşe verdik, becerdik bütün orospuları."
\forcelinebreak
Karamanlis in büyük boy bir posteri
\forcelinebreak
Gözleriniz resimde
\forcelinebreak
Bir de gösterişli peruklar ve çürük meme, uçları.
\forcelinebreak
Tutuklamalar saçlarınız ve boğazınız üzerine kapanır,
Ellerinizden ve ayağınızdan bir yatağa bağlarlar.
\forcelinebreak
Sizi ve bizi
\forcelinebreak
Nasıl ve neden
\forcelinebreak
Nerde ya da kime yapıldığı fark etmez
\forcelinebreak
Tüm bunların.
\forcelinebreak
Şimdi, Larissa'da, 40 derecede,
\forcelinebreak
Burada güneşin alnında. "
\end{quote}
Spyratou, Gogou'nun feminist düşüncesine dair şöyle yazar : 'Hayat kadınları toplumsal bir gerçeklik değil, toplumsal bir formdu ve aslında üreme mekanizmasının önemli bir parçasıydılar: erkek tarafından talep edildikçe bir fahişe sayılmalıydılar ve bir fahişe olmadıklarını ancak bir eş ya da anne olarak kanıtlamaları gerekliydi. Her iki durumda da bu erkek egemen bir düzenin kadınlık üzerine oluşturduğu ve tatmin edilmesini talep ettiği bir algıydı.' Gogou'nun "ideal kadın" fikrine bakılırsa, bu kadın tam bir devrimciydi, cumhuriyetçi dönemin sol eğilimli görüşleriyle uyumsuz gerçek bir devrimci:
\begin{quote}
"Tehlikeliydi- tüm dünya dolu ve yağmurla sarsdıyorken, o sokağa çorapları bile olmadan çıkar, karşısına çıkan adamlara ıslık çalar, polis arabalarına taş atar, sincap gibi ağaçların üzerinde uzanır ve şimşeklerle sigarasını yakardı.
En son, yılın aynı tarihinde, aynı anda ve farklı yerlerde görülmüştü. Sağlam kaynaklara dayanarak, yıkılmış Manhattan köprüsü, anarşist oluşumlara aktarılan cephane gibi en gizli bilgilerin dolaşıma bile aynı kişiyle, onunla, Hintileniyordu. Kırmızı ya da siyah yün bir kazak giydiği ve saçlarında sedefşeritlerle elleri ödünç alınmış bir ceketin ceplerinde gezdiğine inanılıyordu.
Doğum yeri: Bilinmiyor
\forcelinebreak
Cinsiyeti: Bilinmiyor
\forcelinebreak
Mesleği: Bilinmiyor
\forcelinebreak
Dini: Ateizm
\forcelinebreak
Göz Rengi: B ilinmiyor
\forcelinebreak
Adı: Sofla Viky Maria Olia Niki Anna Effie Argyro
\forcelinebreak
Tüm devriye arabalarının dikkatine’
\forcelinebreak
O silahlı, tehlikeli.
\forcelinebreak
Silahlı ve tehlikeli.
Adı Sofla Viky Maria Olia Niki Anna Effle Argyro,
\forcelinebreak
Ve tanrım! O güzel, güzel, güzel, çok güzel, “ (Idionimo, 1980)
\end{quote}
Gogou, 1978'de, ilk toplu şiirlerini "Three Clicks Left" adlı kitapta yayınladı ve bu kitap Atina'nın dönemin solcu ve cumhuriyetçi kahramanlık atmosferine hiç de uygun olmayan rahatız edici bir tasviriydi. Diğer yazarların ya da düşünürlerin tersine kendini şehrin en aşırı uçları ve varoş kesimiyle özdeşleştiren Gogou, Exarcheia'da yeni yeni belirmeye başlayan anarşist oluşum tarafından hemen benimsendi ve aralarında şairin ölümüne kadar hiç bozulmayacak bir bağ kuruldu. 1970'lerin sonları, cunta rejimin akabininde beliren devrimci modanın, yerini daha çeşitli ve muhalif bir kentsel kültüre bıraktığı, fabrikaların ve üniversitelerin işgal edildiği, ceza almayan cunta ajanlarına karşı silahlı mücadelelere girişildiği, karşılığında aşırı sağcıların sinemaları, sol eğilimli kurumlan bombaladığı yıllardı. Daha sonraları,1980'lerin anarşist hareketlenmesinin şiarı haline gelecek olan ve yıllardır yok sayılan varoşların, fahişelerin, keşlerin, tutukluların ve psikiyatrik hastaların politik önem kazanmasının önünde durmadan engel oluşturan geleneksel sol pratiklerinin ayırdına varan radikal Atina gençliğinin yükselişe geçtiği bir dönem başladı. Gogou, bu hiç de beklenmeyen sosyal ve politik gelişmelerin gerçek bir önsezicisiydi ve onun şiirleri özellikle de bunun için ayrı bir önemi hak ediyor:
\begin{quote}
“Bizim hay at imiz çakılar,
\forcelinebreak
Kirli ve çıkmaz sokaklarda çürümüş dişler arasında giderek zayıflayan sloganlar,
\forcelinebreak
Sidik için kullanılan antiseptiklerin kokusu,
\forcelinebreak
Ve, donmuş spermler.
\forcelinebreak
Yırtıp atın posterleri!
\forcelinebreak
Patission\footnote{Politeknik ve ASSOE üniversitesinin yakınında şehrin merkezi meydanlarını birbirine bağlayan cadde.} da oradan oraya
\forcelinebreak
Bir aşağı bir yukarı,
\forcelinebreak
Hayatımız Patission!
\forcelinebreak
Ve, koca bir deniz için bile zararsız tozlardan arındırarak
\forcelinebreak
Mitropanos\footnote{İşçi kökenli ünlü şarkıcı. Zamanla, önce cunta sonrası cumhuriyetçi sol cenahta ve daha sonra da müzik endüstrisinde kapitalist sisteme entegre olmuştur.} hayatımıza girdi
;Ama, Dexamen\footnote{Parlamnet binasının hemen yakınındaki yönetici sınıfın bölgesi sayılabilecek bölge, Kolonaki' nin gösterişçiliğine olan gönderme. O dönem seçkinci sol kemsin sembolü olarak düşünülüyordu.} onu da koparıp aldı bizden,
\forcelinebreak
Götleri yüksekte gezinen şu hanımefendiler gibi.
\forcelinebreak
;Ama, biz buradayız hala.
\forcelinebreak
Yaşam boyu, karnımız aç, dolaşıp duruyoruz.
\forcelinebreak
Hep aynı hikaye:
\forcelinebreak
Alay-yalnızlık-ümitsizlik, ve geri kalan.
\forcelinebreak
Tamam, artık ağlamak yok, büyüdük.
\forcelinebreak
Yalnızca yağmurlu havalarda
\forcelinebreak
Emiyoruz gizlice başparmağımızı
\forcelinebreak
Ve sonra, bir sigara içiyoruz.
\forcelinebreak
Hayatımız,
\forcelinebreak
Amaçsız bir soluk.
\forcelinebreak
Organize grevlerde
\forcelinebreak
Gammazlar ve devriyeler.
\forcelinebreak
Size bu yüzden söylüyorum
\forcelinebreak
B ize bir sonraki ateş edecekleri zaman
\forcelinebreak
Kaçmayın, güvenin gücünüze.
\forcelinebreak
Hadi! Bu kadar ucuza satmayalım etimizi,
\forcelinebreak
Sakın!
\forcelinebreak
Bak, yağmur yağıyor.
\forcelinebreak
Bana bir sigara ver."
\end{quote}
1970'lerin sonlarında sinemaya dönüş yapan Gogou, bu kez kariyerinin ilk yıllarında oynadığı geleneksel kadın tiplemelerinden çok daha farklı rollerde oynadı. Dönüşü, 1977 yılında aynı zamanda kocası olan,Pavlos Tassios\Slash{}un yönetmenliğinde çekilen ve Yunanistan yeni gerçekçiliğinin öncü filmlerinden sayılan "The Heavy Melon" adlı sinema filminde rol almasıyla gerçekleşti. Film, şehirlerde yeni yeni yeni oluşmaya başlayan, büyük çoğunluğunu sınıf kaybına uğramış bağnaz aristokratların oluşturduğu emekçi sınıfı tasvir edyordu. Gogou, filmde, parça başına çalışan ve sıklıkla kazancını arttırabilmek mesai yapmak zorunda kalan bir sanayi işçisini canlandırır. Kadın arzuladığı huzuru yalnızca aşkta arar; ama, sonunda bulduğu aşk onu gene eninde sonunda sömürünün bu kez ataerkil aile içinde işlediği kısmına maruz bırakır. Bu film Gogou' ya, Salonica Film Festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırır. Birkaç yıl sonra,1980'de, Gogou, yine Tassios'un yönettiği "The Order" adlı filmde oynayacaktır. Bu seferki film, Nikos Koemtzis'in hayatını konu edinir: 1973 şubatında hapishaneden çıkan Koemtzis, kardeşi ve dostlarıyla beraber gece kulübü olan Nerajda'ya gider, kardeşi, Yunanistan'ın yerel oyunlarından Zeibekiko'yu oynamak için orkestradan Marcos Vamvakaris'in şarkısı 'Vergoules' i çalmasını ister. Orada bulunan diğer adamlar da dansa katılmak için kalktıklarında (,ki Zeibekiko esasen kökleri Küçük Asya'ya uzanan tek kişi ve genellikle erkekler tarafından edilen bir danstır), orkestradan biri, şarkının istek üzerine çalındığını söyleyerek dansa kalkan grubun oturmasını rica eder. Bunun üzerine tartışma çıkar ve Koemtsiz kardeşini öldürmeye çalıştıklarını düşündüğü üç polisi bıçaklayarak öldürür. Filmde geçen bu olay, Yunanistan'da 1970'lerin ikinci yarısında efsane haline gelmiş, tüm değerlerin yer değiştirdiği bir toplumda artık modası geçmiş kabul edilen 'onuru için yaşayan insan' modelinin sembolü sayılmıştı. Filmde aynı zamanda Gogou' nun "Three Clicks Left" adlı kitabından kimi şiirler, ileride Yunanistan'ın klasik müzik yayını yapan devlet radyosunda 'Third programme' adlı programı yapacak olan Kyriakos Sfetsas' ın öncü partisyonu altında okunur. İkinci kez Salonica Film Festivalinden film ödülle döner; ama, bu kez ödül, en iyi müzik dalında, filmdeki resital ve partisyon için verilir. Ardından filmin müzikleri plaklara basılır ve 1980'lerin radikal kültürü için bir nevi müzikal fetiş haline gelir. Bugün bile, film, müzik ve şiirin bir araya getirilmesi adına yapılan önemli girişimlerden bir tanesi olarak gösterilebilir. Filmde okunan ve dönemin cumhuriyetçi Yunanistanının durumuna dair doğrudan politik imalar sunan şiirlerden biri şöyledir:
\begin{quote}
"Yalnızlık,
\forcelinebreak
Onun gözlerinde
\forcelinebreak
Karanlık bir metresin hüzünlü rengini taşımaz.
\forcelinebreak
Ve, o kadın,
\forcelinebreak
Konser salonlarında ve soğuk müzelerde
Kalçalarını titreterek
\forcelinebreak
Halinden memnun ve gizemli edalarla gezinmez.
\forcelinebreak
O, ne'mutlu' eski zamanların sarı bir çerçevesi,
\forcelinebreak
Ne büyükannenin sandığındaki naftalin kokusu
\forcelinebreak
Ve gülkurusu renginde kurdelalar
\forcelinebreak
Ne de
\forcelinebreak
Hasır şapkalar gibidir.
\forcelinebreak
Bacakları küçük sahte gülüşler eşliğinde
\forcelinebreak
Ve bir sığırın bitmek bilmeyen bakışları ve
\forcelinebreak
İç çekişleri önünde açılmaz.
\forcelinebreak
Ve, giymez çeşit çeşit iç çamaşırları.
\forcelinebreak
Yalnızlık,
\forcelinebreak
Onun gözlerinde PakistanlIların rengini taşır,
\forcelinebreak
Bu yalnızlık.
\forcelinebreak
Ve, bir ışık huzmesi altında
\forcelinebreak
Diğerleriyle beraber
\forcelinebreak
Karış karış sayılır.
\forcelinebreak
Kuyrukta sabırla bekler.
\forcelinebreak
Bournazi - Santa Barbara - Kokkinia
\forcelinebreak
Touba -Stavroupoli - Kalamarla\footnote{Atina'nın işçi mahalleleri.}
\forcelinebreak
Kafalardan terin aktığı bir havada
\forcelinebreak
Duyulur çığlıkları, ve
\forcelinebreak
Elinde zincirler, karşı pencereleri kırar döker
\forcelinebreak
Ve gasp eder fabrikalardaki makineleri.
\forcelinebreak
Özel mülkiyeti ateşe verir.
\forcelinebreak
O hapishanede bir Pazar ziyaretidir.
\forcelinebreak
Tersane devrimcileri ve cezaevlerindeki tutuktular için
\forcelinebreak
Olan ne ise, aynı şekilde,
\forcelinebreak
O da
\forcelinebreak
Yeryüzünün köle pazarında
\forcelinebreak
Alınır ve satılır, her dakika, adım adım.
\forcelinebreak
Kotzia\footnote{Atina'daki inşaat işçilerinin inşaat şirketlerinde iş bulabilmek için tüm gün bekleştiği belediye meydanı.} çok yakında!
\forcelinebreak
Erken kalk
Uyan ve gör
\forcelinebreak
O kadın çürümüş evlerde bir fahişe!
\forcelinebreak
Ve, Almanlar asker toplarken,
\forcelinebreak
Ve, Bulgaristan'dan taşman ve askılarda sallanan etler içinde
\forcelinebreak
Şehrin merkezine dek uzanan
\forcelinebreak
O sonsuz ulusal karayol.
\forcelinebreak
Ve, kanı pıhtılaştığında,
\forcelinebreak
Kadın artık dayanamayacak bu ucuz pazara,
\forcelinebreak
Masalarda çıplak ayak Zelbekiko’sunu oynayacak,
\forcelinebreak
Morarmış ellerinde bir balta tutacak!
\forcelinebreak
Elleri, yara bere içinde.
\forcelinebreak
Ve, biçimli bir balta ellerinde.
\forcelinebreak
Yalnızlık,
\forcelinebreak
Bizim yalnızlığımız diyorum!
\forcelinebreak
Anlatılan bu yalnızlık bizim.
\forcelinebreak
Ve, kafalarınızın üzerinde
\forcelinebreak
Yeniden ve yeniden savrulan o balta
\forcelinebreak
Bizim ellerimizde."
\end{quote}
Aynı yıl, 1980'de, Gogou, ikinci şiir derlemesi, "Idionimo" yu yayınladı. Kitabın ismi, protestocuların karşısında güvenlik güçlerine ve aynı zamanda grevlerin karşısında da rejimin kendisine kazanımlar sunan 410\Slash{}1976 numaralı yasaya bir göndermeydi. Idionimo ismi bu yasaya dönemin anarşistleri ve solcuları tarafından 1920'lerin sonlarında dönemin liberal başbakanı Eleftherios Venizelos'un komünistlerin kurak ada kamplarına ihracını öngören yasasına ithafen takılan isimdi. Kitabında, Gogou, Yunanistan Komünist Partisi'ne mücadeleye ettiği ihanet yüzünden saldırır. Suçlama, partinin gençlik örgütünün (KNE) 'Düzenin Restorayonu İçin Komünist Gençlik (çelik kuvveti sembolize eden MAT kısaltmasıyla kafiyeli olarak, KNAT)' adı altında herhangi bir özerk girişimi ve özellikle 1979-1980'de ilk üniversite işgalinde yapılan polis karşıtı gösterileri hunharca bastırmak amacıyla yeni bir oluşuma gittiği üzerineydi. Hatta, dönemin "The Rooster Crows at Dawn" gibi anarşist dergilerinde, KNE' nin anarşistlere Politeknik' in özel odalarında işkence yaptıklarını yazıyordu. 1979-1980'de 815 numaralı eğitim yasasına karşı yapılan üniversite işgalleri Yunanistan'da yaşanan bir çeşit "68 Mayıs'ı" ydı ve gençlik, ilk defa,kitleler halinde dönemin sol ve komünist ortodoksisinden ve 1977'de anarşistlerle Exarcheia'da çatışmaya giren Maoistlerden hesap soruyordu.
1980'e kadar, Gogou, 1981'de Valtetsiou Sokağında ilk Atina gecekondusunun göründüğü Exarcheia'da filizlenen anarşist kültüre derinden bağlı kaldı. Bundan iki yıl önce, 1979'da, Sporting'de, polis baskılarına karşı organize edilen, birçok şarkıcının sahne aldığı büyük konserde büyük bir rol oynadı. Konserin taleplerinden biri, terörist olarak cezaevinde tutulan iki anarşist Philipos and Sofia Kiritsi'nin serbest bırakılmasıydı. Kritsi' lerin tutuklanması anarşist hareketinin ağırlığının ilk sembolik ifadesiydi ve yoldaşların özgürleşmesi için oluşturulan dayanışma hareketi için önemliydi. Doğal olarak, konser, sonunda 100 kişinin tutuklandığı bir çatışmayla sona erdi. Bu dönem, buna benzer olarak daha birçok, sonrasında çatışmalarının yaşandığı konser organizasyonları yapılmıştı ve bunların içinde en şiddetlisi, 1980 baharında Sporting'de verilen 'polis' konserlerinde yaşandı. Bu konser, cunta döneminde verilen ve Mick Jagger'ın seyircilere kırmızı karanfil attıktan sonra, ki polisler bunu komünist bir propaganda olarak yorumlamışlardı, sahneye doluşan polislerin grubun menajerini tartaklamasıyla son bulan Rolling Stones konserinden sonra verilen ilk Rock konseriydi. Çok hararetli geçen bu 1980 Mayıs'ı gecesi boyunca, tüm üniversiteler işgal altındayken, 2000 gencin biletleri olmadan stadyuma hücum etmesi üzerine Patission ve Aharnon caddeleri boyunca polisler ve gençler arasında büyük çatışmalar yaşandı.
1982'de, Gogou, üslubunun iyice belirginleştiği üçüncü şiir kitabı, "Wooden Overcoat" u çıkardı. 1984'de ise, senaryosunu kendisinin yazdığı "Ostria -Endgame" isimli filmde sinema yaşantısının son rolünü oynadı.Yine Tassios'un yönetmenliğini yaptığı bu film, bu kez küçük burjuva konformizmi uğruna devrimci fikirlerini terk eden üç çiftin öyküsünü aslında iğneleyici bir dille o zamana dek güç ve sömürüye alet olmuş tüm 'politeknik nesli' ni anlatıyordu.
1986'da, dördüncü şiir kitabı "The Absentees" i yayınlayan Gogou kitaptaki en tanındık şiirini öldürülen anarşist travesti Sonia'ya adamıştı:
\begin{quote}
"Solgun yüzüyle bir kez iç çekti
\forcelinebreak
Ve, sonra kafası yana düştü, hafifçe.
\forcelinebreak
Sonsuz bir uykuya daldı.
\forcelinebreak
Gökyüzü üzerinde uzanıyordu
Ve, dağlık ve kurak bir manzara -karanlık-,
\forcelinebreak
Yalnızca taşların ve kayaların olduğu.
\forcelinebreak
Yağmur bile yağmamıştı.
\forcelinebreak
Kırmızıya boyanmış dudaklarınla
\forcelinebreak
Bir gelindin sen,
\forcelinebreak
Ve, ellerin sırmayla dokunmuş ve eskimiş dişleriydi
\forcelinebreak
Taptaze yeryüzü için
\forcelinebreak
Zambaklar diledin nazikçe.
\forcelinebreak
Üzgün ve boyalı kız arkadaşlarınsa
\forcelinebreak
İlgi ararken arzuyla,
\forcelinebreak
Garip sesler çıkarıyordu.
\forcelinebreak
Bazı filmlerde rol kapmak için,
\forcelinebreak
Bu küçücük şiir bir sesleniş,
\forcelinebreak
Onur sözü.
\forcelinebreak
Zaman,
\forcelinebreak
Gelecek olanların
\forcelinebreak
Artık kartalların savaşını öğrendiği
\forcelinebreak
Ve alnının gizli saklı bırakılanları
\forcelinebreak
Gösterdiği bir zaman.
\forcelinebreak
Zaman hep,
\forcelinebreak
Kızıl bıçakların
\forcelinebreak
Farklı olanları katlettikleri bir zaman'. "
\end{quote}
Şiirde geçen 'kızıl bıçak' , eşcinselliği devrimle ortadan kaldırılabilecek bir burjuva hastalığı gibi gören Yunanistan Komünist Partisi'nin eşcinselliğe karşı geliştirdiği bağnaz politikalara yapılan bir göndermedir. 1980'lerin ortaları, Yunanistan'da öfkeli eşcinsellerin özgürlük savaşı verdiği bir dönemdir. Tam da bundan sadece birkaç yıl önce, 1979'da, hükümetin sağ kanadı meclise eşcinsellerin ada kamplarına gönderilmesini talep eden bir yasa tasarısı sunmuştu. Yasa, Foucault ve Guattari gibi entelektüellerin uluslar arası baskısı ve ülke içinde yasaya karşı örgütlenen kitlesel hareketler sayesinde veto edilebilmişti. Bu asimilasyon yasasına karşı verilen mücadele 1980'lerde büyük çoğunluğu sol eğilimli bir grup olan AKOA liderliğinde oluşturulmuş eşcinsel özgürlük hareketlerinin beşiği oldu. Çevik kuvvetle çatışmaya giren travestiler (kendilerini böyle tanımlıyorlardı) hareketin en militan üyeleriydi. Anarşist ve aynı zamanda bir travesti olan Sonia' nın, yayınladığı Kraximo adlı travestiler için çıkarılan anarşist bir dergi nedeniyle sayısız tutuklamalara maruz kalan dönemin travesti ve anarşist figürü Paola'yla güçlü ilişkileri vardı. Sonia'nın Attiki sahillerindeki ıssız kayalar üzerinde bulunan, öldürülmeden önce vahşice işkence görmüş çıplak cesedinin bulunmasıyla açığa çıkan suikasti dönemin silahlı faşizan atmosferinin sembolü haline geldi.
Gogou da aynı dönemde çok defa polisin keyfi şiddetinin kurbanı oldu. 1986'da, zamanın sayısız anarşist yürüyüşlerinden birinde çevik kuvvet polisleri tarafından kötü bir şekilde dövüldükten sonra, Gogou, PASOK ( Panhelenik Sosyalist Hareket) 'un asayişten sorumlu başkanı General Droyannis' e birçok dava açmıştı. Özellikle, önde gelen anarşistlerden Katerina latropoulou ile arkadaşlığı ve politik yakınlığı nedeniyle Gogou'nun adı hep bakanlığın değişmeyen şüpheli listesinde kaldı. Baskılara karşı olan savaşımı en iyi şekilde belki de 'Some Times' adlı şiirinde anlatılır:
\begin{quote}
"Bazen açılır kapı, usulca,
\forcelinebreak
Bembeyaz elbiselerinle ve keten ayakkabılarınla
\forcelinebreak
içeri girersin,
\forcelinebreak
Eğilip, avuçlarıma nazikçe tam 72 tane madeni para bırakırsın
\forcelinebreak
Ve, sonra gidersin.
\forcelinebreak
Ben bıraktığın yerdeyim,
\forcelinebreak
Ki bir dahaki gelişinde beni bulabilirsin.
\forcelinebreak
Tırnaklarım çok uzadı
\forcelinebreak
Demek ki çok zaman geçmiş,
\forcelinebreak
Ve arkadaşlarım artık benden korkuyor.
\forcelinebreak
Her gün patates pişiriyorum,
\forcelinebreak
Ve, yit irdim hayal gücümü,
\forcelinebreak
Ve, ismim söylendiğinde bir ürküntü,
\forcelinebreak
Sanırım binlerini ihbar etmek zorundayım!
\forcelinebreak
Kimi gazete küpürlerini saklıyorum
\forcelinebreak
Hepsi de sen olduğunu söyledikleri bir adamla ilgili.
\forcelinebreak
Yalan söylüyorlar, biliyorum
\forcelinebreak
Çünkü ayaklarından vurulduğun yazıyor.
\forcelinebreak
;Ama, biliyorum, onlar asla ayaklardan nişan almazlar bir insana.
\forcelinebreak
Tek hedefleri akıldır.
\forcelinebreak
Bu hep böyle olmadı mı?"
\end{quote}
1998'de Katerina "The Month of Frozen Grapes" isimli beşinci şiir kitabını yayımladı. Kitapta toplam 38 şiir vardı ve çoğu şiirler iki dizeden hatta bazıları tek satırdan oluşuyordu. Bu şiirler, daha çok, hayatının geri kalanında birçok kez kliniğe yatmasına neden olacak acıyla olan mücadelesinin ifadesiydi:
\begin{quote}
"Bir ağaçtım ben,
\forcelinebreak
Ve, kırıldım.
\forcelinebreak
Kırdılar tüm dallarımı,
\forcelinebreak
Çünkü tüm kayıp çoçukların
\forcelinebreak
Dallarında oyunlar kurduğu bir ağaçtım,
\forcelinebreak
Ve, hepsinin asılı kaldığı."
\end{quote}
Son olarak, 1990'da Katerina, yaşamı boyunca sürdürdüğü politik çizgiyi ve o durmadan duyduğu varoluş acısını anlattığı son şiir kitabı "The Return Journey" i yayınladı. Sayfaların birinde, içinde Yunanistan'daki anarşist hareketin doğuşunu simgeleyen beş kişinin isminin yazılı olduğu elle çizilmiş bir kutu vardır. Bu beş isim polis tarafından vurulmuş, şehir gerillalarıydı: Kasimis, Tsoutsouvis, Prekas, 1985'te Politeknik' in yıldönümü için yapılan yürüyüşte bir polisin vurduğu 15 yaşındaki Kaltezas ve dairesini özerk bir alan olarak ilan etmiş ve özel güçler tarafından vurulmuş devrimci ve sıra dışı doktor, Tsironis:
\begin{quote}
“Dondurucu bir sessizlik ve sessiz bir korkunun terörü. Sessizlik usul usul ve aynı hizada hareket eden proplazmatik yüzlerle gittikçe tırmanıyor. Yakalanan o adam her şeyi biliyor. Kulaklarının ardında ve karnının derinliklerinde tarifsiz acılar. Yüzü değişiyor, gençleşiyor, artık daha yakışıklı, son çatışma için hazır, şereflice tanrısına yaklaşıyor. Dahafazla insan için adalet işkenceyi arttırıyor. Artık acı duymuyor. Şimdi, terör, avcılarının omzunda yükseliyor.
Şimdi nişan alacaklar
\forcelinebreak
Ve cinayeti işleyecekler
\forcelinebreak
Cinayeti.
\forcelinebreak
İnsana benzeyen yüzleri bilincin tımarhanesindeki o ifadeyi takındı.
\forcelinebreak
Sonsuzluğun ateşinde ve sonsuza kadar birbirlerini yok edecekler.
Ve çoğalacak melekler."
\end{quote}
3 Ekim 1993'te, Katerina Gogou, aşırı miktarda aldığı hap ve alkol yüzünden, 53 yaşında öldü. Cenazesinde binlerce insan toplandı. Katerina' mn son biyografisinde yayınlanan ve ölümünden sonra ortaya çıkan kayıp şiiri kuşkusuz onun anarşiye olan değişmez bağlılığının bir ifadesidir:
\begin{quote}
“Bana engel olmasanıza! Hay al kuruyorum.
\forcelinebreak
Yalnızlık ve adaletsizlik içinde yüzyıllar geçirdik.
\forcelinebreak
Şimdi durun! Beni durduramazsınız.
\forcelinebreak
Şimdi ve burada, sonsuza dek ve her yerde
\forcelinebreak
Özgürlüğü düşlüyorum
\forcelinebreak
Herkesin eşsiz güzelliklerini,
\forcelinebreak
Evren için yepyeni bir uyum yaratacak olan.
\forcelinebreak
Hadi oynayalım!
\forcelinebreak
Mutluluktur bilgi,
\forcelinebreak
Okullu olmayı gerektirmeyen.
\forcelinebreak
Düşlüyorum çünkü bu duyduğum aşk,
\forcelinebreak
Gökyüzündeki büyük hayaller için,
\forcelinebreak
Ve, kendi fabrikalarında
\forcelinebreak
Tüm dünya adına çikolata üreten işçiler için.
\forcelinebreak
Düşlüyorum çünkü biliyorum ve buna gücüm var.
\forcelinebreak
Bankalar hırsız eder insanı,
\forcelinebreak
Ve hapishaneler terörist.
\forcelinebreak
Tüm uyumsuzluk yalnızlıkla
\forcelinebreak
İhtiyaç üretilenle
\forcelinebreak
Ve, ordular sınırlarla
\forcelinebreak
Var olur.
\forcelinebreak
Hepsinin nedeni mülkiyet,
\forcelinebreak
Ve, şiddetin nedeni şiddet.
\forcelinebreak
Şimdi değil! Beni durduramazsınız!
\forcelinebreak
Şimdi, ahlaklı dürüstlüğü
\forcelinebreak
Yeniden kurmanın zamanı.
\forcelinebreak
Yaşamı şiire,
\forcelinebreak
Yaşamı pratiğe dönüştürme zamanı.
\forcelinebreak
Bu yapabileceğimin hayali!
Sizi seviyorum.
\forcelinebreak
Ne siz beni durdurabilirsiniz
\forcelinebreak
Ne de ben artık hayallerle oyalanacağım.
\forcelinebreak
Yaşıyorum ben'.
\forcelinebreak
Ellerim dayanışma
\forcelinebreak
Ve özgürlük için
\forcelinebreak
Uzanıyor,
\forcelinebreak
Ne kadar sürerse sürsün.
\forcelinebreak
Hep yeni baştan,
\forcelinebreak
Yaşasın anarşi!"
\end{quote}
\begin{figure}[p]
\centering
\includegraphics[keepaspectratio=true,height=\textheight,width=\textwidth]{k-g-katerina-gogou-2.jpg}
\end{figure}
\clearpage
\bigskip
% begin final page
\clearpage
% new page for the colophon
\thispagestyle{empty}
\begin{center}
Anarşist Kütüphane
\bigskip
\includegraphics[width=0.25\textwidth]{logo-en.pdf}
\bigskip
\end{center}
\strut
\vfill
\begin{center}
libcom.org
Katerina Gogou: Atina'nın Anarşist Şairi, 1940-1993
09.04.2010
\bigskip
26.02.2021 tarihinde şuradan alındı: \href{https://indir.anarcho-copy.org/pdf/gogou-katerina-atinanin-anarsist-sairi-1940-1993.pdf}{indir.anarcho-copy.org}
Çeviri: Anonim\forcelinebreak İngilizce Aslı: \href{https://libcom.org/history/katerina-gogou-athens-anarchist-poetess-1940-1993}{Gogou, Katerina: Athens' anarchist poetess, 1940-1993}
\bigskip
\textbf{tr.anarchistlibraries.net}
\end{center}
% end final page with colophon
% end closing pages
\end{document}
% No format ID passed.